16-18 MART 2016 TARİHLERİ ARASINDA ÇEK CUMHURİYETİ’NİN PRAG ŞEHRİNDE DÜZENLENEN HABITAT-III KONFERANSI AVRUPA BÖLGESEL ÜST DÜZEY TOPLANTISINA KATILIM SAĞLANDI.
Teması “Yaşanabilir Şehirlerde Konut” olarak belirlenen toplantıda, Habitat-III Konferansında belirlenecek olan “Yeni Kentsel Gündem”de yer alacak konut ve kentleşmeye ilişkin güncel konulara bölgesel bir bakış açısı geliştirilmesi amaçlanmıştır. Toplantı sonucunda yayınlanan Prag Deklarasyonu, Habitat-III sürecinin resmi girdileri arasında kabul ediliyor.
Toplantıya ülkemizi temsilen Bakanlığımızdan Mekânsal Planlama Genel Müdürü Yavuz Erdal KAYAPINAR başkanlığında bir ulusal heyet ile katılım sağlandı. Ayrıca ulusal delegasyonumuzun dışında akademik düzeyde de katılım gerçekleşti.
Toplantıda, ülkemiz adına Sayın KAYAPINAR tarafından yapılan konuşmada kısaca güvenli, sürdürülebilir, yaşanabilir, dayanıklı konut ve yerleşmeler oluşturulmasının önemini koruduğu bunun yanı sıra afetlere dayanıklı yerleşmeler, iklim değişikliğine uyum, dengeli bölgesel gelişme, kültürel ve çevresel koruma gibi konuların Yeni Kentsel Gündemde yer alması gerektiği belirtildi. Bunun ötesinde göçün de artarak kentlerin gündemine oturan sosyal bir olgu olduğu ve kentlerde altyapı ihtiyacı, işsizlik, konut fiyatlarında artış gibi pek çok olumsuz etkinin gözlendiğine değinen KAYAPINAR, Yeni Kentsel Gündem’in hem gelişmekte olan hem de gelişmiş ülkelere hitap etmesi ve sonrasında uygulamasının çok iyi izlenmesinin önemine vurgu yaptı.
Toplantı Sonuç Bildirgesi Prag Deklarasyonu’nda;
// Genel hatları ile şehirlerin yeşil, kompakt, kaynak etkin ve dayanıklı olması bunun yanında çevre duyarlı olurken, üretken, yatırımları çeken ve iş imkânları sunması, yaş, ırk, cinsiyet, din, etnik grup ayrımı gözetmeden herkese yeterli konut, yaşam koşulları ve temel hizmetler sunması ayrıca sürdürülebilir, katılımcı, çok düzeyli yönetişime dayanan, bütünleşik kent planlama ve yönetimi teşvik edilmektedir.
// Bildiride bölgedeki ülkelerde konut ve sürdürülebilir kentsel gelişme konularında yaşanan zorluklar ana başlık olarak aşağıdaki gibi sıralanmıştır;
- Kent yoksulluğu
- Demografik değişimler
- İklim değişikliği ve afet riskleri
- Kentsel büyüme ve yayılma
- Kentsel gelişmede koordinasyon
- Kentsel yenileme
- Teknolojinin kullanımı
// Bildiride kentleri etkileyen tüm bu ekonomik, sosyal, kültürel, demografik, çevresel ve iklimsel zorlukları aşmak için sürdürülebilir kentsel gelişmeye bütünleşik bir yaklaşım getirilmesi gerektiği söylenmektedir. Şehirlerin “insan-odaklı” ve refah, kalkınma ve insan haklarının hayat bulduğu yerler olmasına vurgu yapılmıştır. Bu çerçevede bildiride öne çıkan hususlar aşağıdaki 4 başlık altında toplanmıştır;
Yaratıcı ve üretken şehirler; Şehirler çevre duyarlı olurken, üretken ve iş imkânları sunması gerekmektedir. Arazi düzenlemelerine ilişkin mevzuat ve politikaların şeffaf ve belirli olması yatırımların çekilmesi ve iş imkânları yaratılmasında önem taşımaktadır. Herkese özellikle de gençlere yeterli iş imkanı sunulması şehirlerde sosyal uyum ve eşitliği de destekleyecektir.
Yeşil, kompakt, kaynak etkin ve dayanıklı şehirler; İklim değişikliğinin etkileri ve afet gibi zorluklara karşı dayanıklı, doğal kaynakları etkin kullanan, sürdürülebilir mobilitesi toplu taşım hizmetleri bulunan şehirler desteklenecektir.
Kapsayıcı ve güvenli şehirler; Yaş, ırk, cinsiyet, din, etnik grup ayrımı gözetmeden herkese yeterli konut ve yaşam koşulları ile temel kamusal hizmetler sunan şehirler oluşturulmalıdır.
İyi kent yönetişimi; Sürdürülebilir, katılımcı, çok düzeyli yönetişime dayanan, bütünleşik kent planlama ve yönetimi teşvik edilmektedir. Kent yönetişiminde kadınların etkin rolüne vurgu yapılmaktadır. Her düzeyde kurum kuruluşlar arası diyalog ve işbirliği esas olmalıdır. Şehirlerarası işbirlikleri geliştirilmelidir. Sürdürülebilir kentsel gelişme için her ülkeye özel ulusal kentsel politikalar oluşturulmalıdır. İdari sınırların ötesinde işbirlikleri kurularak metropoliten alanlar bütüncül planlanmalıdır. Sürdürülebilir kentsel gelişmenin en önemli uygulayıcıları olan yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gerekmektedir. Yerel yönetimlere mali destek sürdürülmelidir ve yerel yönetimlerce toplumun tüm kesimleri planlamadan uygulamaya tüm süreçlere dâhil edilmelidir.
Prag Deklarasyonun tam metnine ulaşmak için tıklayınız.